14 Mart 2013

BERGAMA - (PERGAMON).

BERGAMA:


"UNESCO Dünya Mirası Listesi"ne aday kent olan, Anadolu'nun en eski ve en önemli kentlerinden biri olan BERGAMA Siyasi, Sosyo-Kültürel ve Eko-Politik yönden Anadolu'nun gelişimine çok büyük katkılar yapmış ve yön vermiştir.


BERGAMA TARİHİ:


Pergamon, Kuzey Ege’de Kaikos (Bakırçay) Irmağı’nın doğu-batı yönünde uzandığı graben vadisinin kıyısında yer almaktadır. 

Kuzeyde Pindasos (Kozak), güneyde Asperdenon (Yund) Dağları ile çevrili olan kentin doğusunda Selinos, batısında ise Ketios çayı uzanmaktadır.

Antik metinlerde Pergamon ya da Pergamonos  olarak geçen kentin adı, Anadolu’da çok eski dönemlerden beri bilinen mahalli bir dilden gelip ‘Kale’ veya ‘Müstahkem Mevkii’ anlamına gelmektedir. 

Kale Dağı’nın tepesindeki Antik Pergamon yerleşimi dışında Bakırçay Ovası’na dağılmış olan pek çok höyük bulunmaktadır. Bu höyüklerde yapılan araştırmalar ışığında kentin iskan tarihinin Eski Tunç Çağı’na (M.Ö. 3000) kadar gittiği anlaşılmıştır.

Homeros; ‘Teuthrania Bölgesi’nde yaşayan ve Ketiler adı verilen bazı boyların, Troia savaşlarına karışmış olduklarından söz etmektedir (İliada ve Odesseia). 

Bu konuda araştırma yapan bazı bilim adamları, bu halkın Mısır anıtlarında ‘Kheta’ diye anılan Hititler olabileceğini söylemişlerdir. Ancak Pergamon bu dönemde Hititler’in batıdaki en uç yerleşimlerinden biri olsa bile, buralarda yaşayan halk, M.Ö. I. binin başlarında göçebe Thrako- Phryg kavimleriyle ve Yunanistan’dan Kuzeybatı Anadolu’ya gelen Aioller ile karışmış olmalıdırlar.

Pergamon Tepesi’ndeki Akropol’de ilk yerleşim izleri M.Ö.7.-6. Yy.’a kadar gitmektedir. Pausanias; Bergama’nın Andromaque’nin oğlu kahraman Pergamus tarafından kurulduğunu söyler. 

Başka bir kaynakta ise Pergamon’un efsanevi kurucusu olarak Herakles’in oğlu Telephos gösterilmektedir. 

Antik metinlerde Pergamon adı ilk defa Ksenophon’un ‘Onbinlerin Dönüşü’ adlı eserinde geçmektedir. Ksenophon M.Ö. 400-399 yıllarında Pergamon’a uğramış ve Persli hükümdarlara bağlı yerel yönetici olan Eretria'lı  Gongylos’un evinde kalmıştır.

Büyük İskender’in M.Ö. 334 yılında Doğu seferine çıkmasıyla Persler’in Andaolu’daki 200 yıllık saltanatı son bulmuştur. Bu tarihten sonra tüm Batı Anadolu’da olduğu gibi Pergamon da Makedonya Krallığı’nın hakimiyeti altına girmiştir. 

Ancak İskender’in  33 yaşında amansız ölümüyle İmparatorluğun toprakları, uzun süren mücadeleler sonucunda, ardılları arasında paylaşılmıştır. 

M.Ö. 301 yılında Pergamon yöresini ele geçiren  Makedonyalı Komutan Lysimachos krallığını ilan etmiş ve 9000 talentlik savaş ganimetini Kale’de tutması için Philetairos adlı subayı görevlendirmiştir.

 M.Ö. 282 yılında isyan çıkaran Philetairos yönetime el koymuş ve yaklaşık 150 yıl sürecek olan Bergama Krallığı’nın temelleri atılmıştır.

BERGAMA KRALLARI;

                                       
Philetairos (M.Ö. 281-263)
I. Attalos (M.Ö. 241-197)
I. Eumenes (M.Ö. 263-241)
II. Eumenes (M.Ö. 197-159)
II. Attalos ( M.Ö. 159-389
III. Attalos ( M.Ö. 138-133).


 I. Attalos’un haraç isteyen Galatlar’a karşı yaptığı savaşta başarı sağlaması, arkasından II. Eumenes’in Antiochos III’ü  yenerek Apameia Anlaşmasıyla (M.Ö.188) Toros Dağları’na kadar Küçük Asya’yı elde etmesi, Marmara Denizi kıyısından Akdeniz’e kadar uzanan Pergamon Krallığı’nın siyasi açıdan en güçlü dönemini yaşamasını sağlamıştır. 

II. Eumnes, Atina Akropolü’nü örnek alarak Bergama’yı, Hellenistik Dünya’nın en güzel kentleri konumuna ulaştırmayı amaçlamıştır.

Pergamon krallarının kültür ve sanata verdikleri önem, mimarlık ve heykeltraşlık açısından önemli eserlerin ortaya çıkmasını  sağlamıştır. III. Attalos’un vasiyetnamesiyle Pergamon Krallığı’nın Roma İmparatorluğu’na bırakılmasının (M.Ö.133) ardından bu kent Roma’nın Asya Eyaleti’nin başkenti olmuştur ve ona Néocore, yani ‘Mabetler Muhafızı’ ünvanı verilmiştir.

Roma Cumhuriyet Dönemi’ne son veren Actium Savaşı ( M.Ö. 31) ile Bergama da tüm Roma gibi dört yüz yıllık bir barış ve refah dönemine girmiştir. 

M.S. 3. yy’dan itibaren Roma İmparatorluğu‘nun güç kaybetmeye başlaması Pergamon’u da etkilemiştir. M.S.395 yılında Roma İmparatorluğu’nun Batı ve Doğu Roma olarak ikiye ayrılmasıyla Bizans egemenliğinde kalan kent, iyice küçülmüştür. Bizans Dönemi’nde kent daraltılmış yeni bir surla çevrilmiştir.

Bizans İmparatoru Diocletianus’un Asya Eyaletlerini yeniden yapılandırmasında Bergama yine Asya Eyaleti’nde kalmıştır. 

İmparator  Teodosius zamanında bu eyalette bulunan dört metropolden bir tanesi Bergama idi. Bu dönemde kent Hristiyanlık aleminin önemli bir piskoposluk merkezi olup, yedi apokalyptik kiliseden birine sahip olmuştur.

Bergama 716’da bir süre Araplar tarafından işgal edilmiş, 1301 yılında Osman Gazi’nin General Musollon komutasındaki Bizans ordusunu yenmesinden sonra, Bergama Karesi Beyi Aclan Bey’in idaresine girdi. 

Aclan Bey’in ölümünden sonra yerine geçen büyük oğlu Demirhan Bey’in kötü yönetimi sonucu Bergama 1317 tarihinde Osmanlı yönetimine girmiştir.

14. ve 15. yy’larda Bergama büyük gelişim göstermiş, önemli yapılar inşa edilmiş, şehir Bakırçay Ovası’na doğru genişlemiştir.

Kent, 1868 yılına kadar Balıkesir Sancağına, 1868 yılında Manisa Eyaleti’ne ve 1890 yılında da İzmir İli’ne bağlanmıştır.


TÜRK DÖNEMİNDE BERGAMA;


1300 yılların başında  Bergama’da  Menteşeoğulları ile birlikte Türk Dönemi başlamıştır. Menteşeoğullarını Karesi Beyliği takip etmiş, 1333 yılında kentin sultanı Yahşi Bey olmuştur. 

1345 yılında Orhan Bey tarafından kent, Karesi Beyliğinden Osmanlı yönetimine geçirilmişti. 1402 yılında Ankara Savaşı ile Timur’un Yıldırım Beyazıt’ı yenmesiyle başlayan Anadolu’daki Moğol hakimiyetine paralel Bergama  da Moğol istilasına maruz kalarak, Osmanlı yönetiminden çıkmıştı. 

1425 yılında II.Murat Döneminde Bergama tekrar Osmanlı topraklarına dahil edilmişti.

Türk Dönemi ile birlikte Bergama Kalesi (Akropol) yerleşim merkezi olmaktan çıkmıştır. Yeni yerleşim alanı olarak kalenin etekleri ve düzlük alanlar tercih edilmişti.

Türk Döneminde Bergama voyvodalık-ayanlık rütbesi taşıyan sülale beyleri tarafından yönetilmekteydi. Günümüze kalabilen kitabe ve mahkeme sicillerinden  1737’de Arapoğulları, 1775’te de Karaosmanoğulları yönetimde söz sahibi idiler. 

Ancak II. Mahmut Döneminde bütün Ayanlıklara son verilmiş, 1841 yılında kaza müdürlükleri, 1867 yılında da bu müdürlükler kaymakamlığa dönüştürülmüştür.

Türk Döneminde Şehrin sosyal yapısı bakacak olursak; Türk, Rum, Ermeni, Yahudi ve diğer yabancı gruplardan oluşan nüfusu vardı. Kalenin eteklerinde Rumlar, Bergama Çayı (Selinos) ‘nın sağ ve sol kıyıları boyunca Yahudiler ve Ermeniler, Bakırçay Ovasına doğru düzlük alanlarda da Türkler yerleşmişti. 

- Bu nüfusa Balkanlardan gelen Türk göçmen grupları dahil oldu. Göçmenler Bergama ve çevresindeki köylere yerleşmeye başladı. 

- Ayrıca 19 yy’da konar-göçer aşiretler de Bergama ve çevresinde yeni köyler kurmuş ve yerleşmişlerdi.

Bergama , Türk Dönemi ile birlikte yeni yerleşim alanında yeni imar faaliyetleri ile mimarisi ve farklı etnik gruplardan oluşan sosyal çehresi ile sanat tarihi,etnografik - folklorik açıdan yeni bir gelişim sürecine girmiştir.


 http://www.bergama.bel.tr/


BERGAMA hem Türkiye'de hem de Dünya'da bir çok ilk'in gerçekleştiği şehir'dir.

BUGÜN DÜNYA'da KULLANILAN BİRÇOK SİSTEM ve YÖNTEMİN ÇIKIŞ NOKTASI'dır;

Kısaca şöyle ilk'leri bir sıralayalım;

  1. İlk parşömen (deriden kapıt yapımı)
  2. İlk Asya kütüphanesi (200000 ciltlik)
  3. İlk Büyük Hastane (Asklepion)
  4. İlk telkinle tedavi (Psikoterapi)
  5. İlk doğal tedavi (Müzik, tiyatro, spor, güneş ve çamur ile)
  6. İlk farmakoloji (doğal ilaçlar)
  7. İlk afyon modeli ilaç
  8. İlk kent hijyeni (sağlık alt yapısı)
  9. İlk tıp ve eczacılık simgesi (yılan)
  10. İlk mühendislik, U borusu yöntemi ile trigonometri
  11. İlk kent imar yasası
  12. İlk kent çarşı pazar yasası
  13. İlk komün devleti
  14. İlk grev ve toplu sözleşme.(MÖ 248 de l. Eumenes ücretli askerlere hakkını verdi)
  15. İlk 4 tiyatrolu kent
  16. İlk en dik tiyatrolu kent
  17. İlk meslek sendikaları ve sendika konfedarasyonu
  18. İlk 3 dereceli öğretim (ilk orta ve lise)
  19. İlk kazı müzesi. (Arkeoloji deposu, sonra müzeye dönüştürüldü.)
  20. İlk ve enbüyük sunak
  21. İlk ahşap sahneli tiyatro
  22. İlk hiristiyan klisesi. Yedi kliseden biri.
  23. İlk Batı Türkçesi grameri. (Bergamalı Kadri efendinin eseri)
  24. İlk işgali kıran kent (15 haziran 1919)
  25. İlk festival yapan şehir (Bergama kermesi 1937)


FOTOĞRAFLAR İLE BERGAMA;


DOĞA BOŞUNA BİR ŞEY ÜRETMEZ sözü ile Farmakoloji alanında yaptığı çalışmalar ile Eczacılığın Babası kabul edilen GALENOS (Galen) Bergamalı'dır.


Eğer, Sağlık Tanrısı (ve Doktorların Kralı) Asklepios'u bir tarafa koyarsak, Hipokrat ile birlikte Eski Dünyanın en iyi hekimi kabul edilir. 

(İbni-sina çok daha sonraları yaşamıştır).

Günümüz Tıpbın'da halen GALENOS'un birçok yöntemi uygulanıyor.

GALEN, ayrıca Felsefe ile de çok yakından ilgileniyordu.




Galen heykeli geçtiğimiz yaz Haziran ayında, Bergama kermesinin başladığı gün "Bergama Cumhuriyet meydanın'da" açıldı.

Bergama'nın genç belediye başkanı Mehmet Gönenç'in girişimi ile Bergama ilçesi bağrından çıkardığı ve eski dünyanın 3 büyük hekiminden (Asklepios-Hipokrat-Galen) biri olan Galen'in, heykeline kavuşmuş oldu.



GALEN HEYKELİ'nin FİKİR BABASI

ve

HEYKELİ YAPAN HEYKELTRAŞ.


Heykelin fikir babası Bergama'lı olan doktor Önder Altuğ.  (Kırmızı tişörtlü).

Heykeli yapan heykeltraş ise ünlü heykeltraşlarımızdan Ekin Erman.  (Mavi gömlekli).

Önder bey ve Ekin bey, Galen heykelinin önündeler.





Eczacılığın babası GALEN heykelinin açılışına İzmir, Bergama ve çevre il ve ilçelerden çok sayıda eczacılık yapan vatandaş da katıldı. Aşağıda ki fotoğraf'ta görülen Eczacılarımız, mesleklerinin babası kabul edilen Galen heykelinin önünde toplu halde poz verdiler. 





Aradan daha henüz 1 yıl geçmeden, Galen heykeli dünya medyasında ve internet sitelerinde bol bol görülmeye başlandı. Bunlara son olarak Yunanistanlı bir belgesel ekibi katıldı. Bergama'yı belgeselleyen ekip, Galen heykeli önünde de kayıt yaptı.




Galen heykeli, dikilmesinin üzerinden daha 1 yıl bile geçmeden ilk ödülünü aldı.

"Eczacılık Tarihi" dalında Bergama Belediye Başkanı Sn. Mehmet Gönenç "Altın Havan" ödülüne layık görüldü.

http://www.egenews.com/haberler/altin-havan-odulu-galenos-heykeline-12146.html




Günümüz dünyasında sık sık kullandığımız HİJYEN kelimesi de Bergama çıkışlı'dır.

Sağlık tanrısı Asklepios'un kızı Hygie (Higiea)'nın ismi, günümüzde sağlıklı olmanın en önemli faktörlerinden biri olan "Hijyenik olma" (temiz-steril) durumuna verilmiştir.












Yine, günümüz dünyasının Tıp sembolü olan "Yılan sembolü" Bergama çıkışlıdır.





Dünya Tarihi Litarütürüne "SAĞLIK YURDU" olarak geçen Bergama kenti için,  TIP biliminin doğduğu kent diyebiliriz. 

(Her ne kadar tıp bilimi Sümer medeniyetine kadar gidiyorsa da, günümüz modern tıp bilimi Bergama'dan doğmuştur).

- Bergama'lı Sağlık Tanrısı ASKLEPİOS'a adanan ve hastaların tedavi edildiği ASKLEPİON'lar için, tarihinin 
İLK HASTAHANELERİ deniliyor
       


Yine, tıp'bın diğer ayağı olan Eczacılık mesleği GALEN ile başladığına göre,

- Tıp'bın sembolü yılan da Bergama çıkışlı olduğuna göre,         

- HİJYEN kelimesi de Bergama çıkışlı olduğuna göre,                     

Hatta hatta, üzerine doktorluk yemini edilen HİPOKRAT'ın bile Bergama'da bir dönem tıp eğitimi aldığına göre,



BERGAMA için pekala TIP BİLİMİNİN başladığı yer demek, en doğru tanım olur.



BERGAMA, UNESCO  DÜNYA KÜLTÜR MİRASI ADAYI KENT.




(Fotoğraf: İbrahim Türker).












2000 yıl önce Pergamon canlandırması.





SERAPİS TAPINAĞI - KIZILAVLU.


AKROPOL.





SERAPİS TAPINAĞI - KIZILAVLU.






Vee... 

NİHAYET, 2014 HAZİRAN AYINDA BERGAMA DÜNYA KÜLTÜR MİRASI LİSTESİNE 999. SIRADAN GİRDİ.


ÇOKTAN HAK ETMİŞTİ ZATEN.

::



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder