12 Kasım 2014

DOĞAL YİYECEKLER.

EVDE DOĞAL YİYECEKLER HAZIRLAMAK:


Market, şarküteri gibi yerlerden sanayi tipi turşu, zeytin, peynir gibi yiyecekleri alacağınıza, kendiniz bizzat evde yapabilirsiniz. Peynir işi biraz uğraştıran bir iş olduğundan, güvendiğiniz ve iyi olduğuna emin olduğunuz yerlerden peynir alabilirsiniz.

Ama turşu, reçel, salça, zeytin gibi yiyeceklerinizi kendiniz yapabilirsiniz. Bunlar fazla zahmetli işler değil. En azından ne yediğinizi bilirsiniz.

Ama başlamadan önce özellikle de zeytin konusunda bir kaç kelam edelim.

Bu bizim kendi ürünümüz olan zeytinlerden elde ettiğimiz zeytinyağı. 






Köyde ki evimizin bahçesinde ki zeytin ağaçlarımızdan biri.


Ne yazık ki, ülkemizi yöneten kifayetsiz ve yetersiz yönetici sınıfı son günlerde bu güzelim zeytinlerimize savaş açmış durumdalar ve zeytinlik alanların yok olması için yeni bir MADEN YASASI çıkardılar.

Bu yasanın zararını daha şimdiden görmeye başladık bile.

 Komşumuz Soma ilçesinin Yırca köyünde olanları biliyorsunuzdur tv.lerden.

Köylüler zeytin bağlarını satmış olabilirler. O başka bir şey. Önemli olan hükümetin ULUSAL GÜVENLİĞİMİZ için korumak ve çoğaltmak zorunda olduğu bu MİLLİ SERVETİMİZİ yok edecek şekilde yasalar çıkarmasıdır. Yoksa "köylü bağını satmış, maden sahibi elbet isterse ağaçları keser" demekle olmaz bu işler. Bu yerüstü milli servetimiz zeytin, yeraltı madenden ve santraldan çok daha önemlidir. Kömür asla zeytinin yerini almamalı. 


Aynı şey Kozak'ta ki çam fıstıkları için de geçerli. Çam fıstıklarının getirisi, orayı mahvedecek olan Altın madeni ve Altın'dan çok daha kıymetlidir. 

Tarım Bakanlığı Soma'da zeytinleri kesen maden şirketine 181.000 tl. para cezası kesmiş. Şu anda kesilen bu cezanın hiç zerre önemi yok. Bu yasayı çıkarırken düşünecektiniz onu.

Aslında yönetici sınıfımızın zeytine karşı yaptıkları ilk düşmanlık değil bu. Çok önceden beridir ülke olarak zeytin ve zeytinyağı üretmememiz için, çok uluslu Emperyal şirketlerin ülkemiz üzerine oynadığı uzun vadeli bir oyundur bu. 

(Aynı tezgah pamuk, tütün, şeker pancarı, buğday, hayvancılık ve köylü için de geçerli).

Bundan uzun yıllar önce.

Zeytinyağlı yiyemem aman, 
Basma da fistan giyemem aman, 
Senin gibi (önceleri cahile) zalime efendim diyemem aman 

şeklinde ki türkü ile halkımızın bilinçaltına oynayarak başladılar bu işe. 

Ve  ne tesadüftür ki (!) hemen ardından yabancı devletlerin ürettiği margarinler ülkemize girmeye başladı. 

Zeytinyağı yemeyin ama Margarin yiyin. Verilen mesajın özü budur.


Zeytinyağlı yiyemem aman der'ken, zeytinyağı yememek bilinçaltlarına empoze ediliyor.

Basma da fistan giyemem aman der'ken, pamuklu yerine yabancı sentetik ve kot tarzı giyim özendiriliyor ve BASMA'nın köylü işi olduğu işlenip, bir küçümseme ve alay etme vurgusu yapılıyor.


Keza aynı dönemlerde Emperyalistler ve Feodal toprak ağaları ortaklaşa KÖY ENSTİTÜLERİMİZİ kapattırıp, köylümüzün, yani çifti sınıfımızın eğitilmesi, bilinçlendirilmesi ve kalkındırılmasının da önüne geçtiler. Üstüne bir de böyle Türküler yazdırıp alay ettiler. !

(Bu Türkünün içerdiği yönlendirme nedenini kavrayamayan insanlarımız, ne yazık ki düğünlerde bu Türkü ile göbek atar hale geldiler. Halbuki ağlanacak bir duruma göbek atar oldu. Bence bu Türkü kesinlikle iletişim araçlarında ve düğünlerde çalınmasının yasaklanması gerekir).

Yani kısacası; 


- Hem böyle bu tarz Türküler ile KÜLTÜREL YÖNDEN

- Hem siyasiler aracılığı ile KÖY ENSTİTÜLERİNİ kapattırıp EĞİTİM YÖNÜNDEN.

- Hem de yine siyasilere çeşitli Tarım politikalarını uygulatıp, SİYASET  ve TARIMCILIK YÖNÜNDEN bu engellemeleri yaptılar ve halen devam ediyorlar.

Akp hükümetinin çıkardığı bu son yasa ile zeytin alanlarımız büyük darbe yiyecekler. 

(Zaten bu tür yasaları, hep Akp-Anap-Dyp-Dp gibi Sağ partilerimizin hükümetleri döneminde çıkarttılar. Yani sadece bugün'ki hükümeti değil, önce ki benzerleri de çok kabahatli bu konuda).

İşin ilginç noktası da şu;

Özellikle Ege-Akdeniz bölgesinde son yıllarda inanılmaz zeytin ağacı dikilmeye başlamıştı. Türkiye zeytin konusunda Dünya liderliğine oynamak üzere idi ve tam bu dönemde bu Maden Yasası çıkarıldı. 

Ne tesadüf. ! ! !

Bu nedenle; İnadına zeytin dikelim arkadaşlar. İnadına kendi ülke firmalarımızın ürettiği zeytin ve zeytinyağını alalım. Yabancı şirketlerin ürünlerini mümkün olduğunca almayalım.

(Sen hiç yabancı şirketlerin ürünlerini almıyor musun? diye sorabilirsiniz. Ne yazık ki hepimiz ister istemez yabancı şirketlerin ürettiği ve ülkemize soktuğu metaları almak-kullanmak zorunda kalıyoruz. Şu kullandığımız internet ve kullandığımız bilgisayarlar bile yabancı şirketlerin ürünü. Bundan istesek de kaçamıyoruz. Ama almama fırsatımızın olduğu ürünlerde var. Zeytin-zeytinyağı gibi. Son aylarda Fransız-İtalyan-Yunan şirketleri zeytin fabrikalarını almak için ülkemizde ki yerel firmalar ile görüşüyorlar. Bunlardan değil de, kalan yerli şirketlerimizin ürünlerini kullanalım).







&   &   &   &   &   &   &   &   &


EVDE YEŞİL ZEYTİN YAPMAK:

Bu günler tam yeşil ve siyah zeytin kurma günleri.

Kendinizin zeytin ağacı yoksa bile, pazarlarda ya da mahalle aralarında satan satıcılardan beğendiğiniz zeytinleri alıp, 2.er kg.lık bidonlara kurabilirsiniz.





İster hergün isterseniz günaşırı yeşil zeytinlerin suyunu döküp, taze su ile doldurmak suretiyle acılığını alıyoruz. Takriben 15 gün kadar sonra acılığı çıkmış oluyor. Bu aşamada son bir kez tuz ve limon tuzu ile salamura suyunu hazırlayıp, dolduruyoruz ve bir 10 gün daha böyle bekletip tüketmeye başlıyoruz. Dilerseniz bidonun içine kişniş tohumu da koyabilirsiniz. Değişik bir aroma veriyor.

(Salamura suyu için, bloğun önce ki sayfalarında detaylı anlatımım var).




5 lt.lik bidonlarda ki zeytinler artık olmak üzere. En son ekşi-tuzlu salamura suları konularak, tüketilmeye hazırlar.


Hem yeşil hem de siyah zeytin özellikle ilk kurulduğu zamanlar yemesi çok hoş. Hafif acımtrak ve bol ekşili olarak çok lezzetli oluyorlar.



&  &  &  &  &  &  &  &  &  &


TURŞU YAPMAK:

Biber turşumuzda sadece biberler ve birkaç tane de havuç var. 5 lt.lik bir bidona doldurup, aralarına mutlaka bir kaç parça kereviz yaprağı ve dalı ekliyoruz. 



Yine 5-6 tane kadar sarımsak koyuyoruz. 




En üstüne de, asma yaprağı veya maydanoz koyuyoruz. 
En son, salamura suyumuzu doldurup, sıkıca kapağını kapatıp, loş bir yere kaldırıyoruz.


İşte 15 gün sonra ki turşumuz bu şekilde yenmeye hazır oluyor. 



(Biberleri ortadan uzunlamasına keserseniz, ilk doldurduğunuz salamura suyu zaten biberlerin içine hemen gireceği için eksilmez ve iki de bir salamura suyu eklemek zorunda kalmazsınız).

&  &  &  &  &  &  &  &  &  &  &

İNEK PEYNİRİNİN EVDE OLGUNLAŞTIRILMASI:

Bu peynir taze inek peyniridir. En ucuz peynirimizdir. Takriben kg.mı 8-9 tl. civarında satılıyor. Taze olarak da tüketebilirsiniz ama ben bu peyniri 4-5 ay peynir suyunun içinde dinlendirmeye alıyorum ve aynen tulum peyniri gibi sert ve nefis bir peynir oluyor.

Koyun-Keçi tulum peynirleri oldukça pahalı. Nerede ise et ile yarışır duruma geldiler. Bu nedenle, bu ucuz inek peynirini bu şekilde tulum peyniri kıvamında yapabilirsiniz. Tadı daha da güzelleşiyor. Taze olarak yenilmesi ile sertleşmiş olarak yenilmesi arasında çok bariz fark oluyor.

3-5 litrelik bir bidon alın ve peynircinizden 3 kg bu taze inek peynirini alın. Peynirciniz bu şekilde küçük karelere bölüp, bidona doldursun. Sonra da üzerine orjinal peynir suyunu doldursun. Evinizde ışık almayan soğuk bir oda da (ya da Yaz aylarında buzdolabında), 4-5 ay olgunlaştırın.

Ben peynircime bunu yaptırdım. Olgunlaştıktan sonra lezzetinin çok farklı olduğunu göreceksiniz.








Olgunlaştıracağınız su MUTLAKA orjinal peynir suyu olsun.

 Peynircinizde vardır zaten. Her peynircide bu şekilde su bulabilirsiniz.

Olur da, peynirciniz su vermez ise (ya da yok derse), siz de başka bir peynirciden önceden konuşarak böyle sulu şekilde peynirinizi satın alın.

Asla evde kendi yapacağınız salamura suyu kullanmayın. !

Çünkü olmaz. Peyniriniz erir.