28 Mayıs 2016

BİRGİ - ŞİRİNCE GEZİSİ:

BİRGİ ve ŞİRİNCE GEZİSİ:

Bergama'dan, Soma-Akhisar-Gölmarmara rotasını izleyerek Ödemiş'e doğru yola koyulduk.

Bozdağ gerçekten de çok güzel dağlarımızdan birisi.


Ödemiş'in meşhur dağı BOZDAĞ'ını geçerken, yol kenarında gördüğümüz satıcıların yanında aldık soluğu.


Yol kenarında ki sebze-meyve satıcılarını eskiden beri çok severim. 









Bozdağ'a çıkarken yol kenarında çiçek satıcıların tezgahlarını gören kadın gezginlerimiz, hemen şoförü durdurup soluğu çiçekçilerin başında aldılar. 

Çiçeklerin bolluğu karşısında her biri arı gibi bir o çiçeğe, bir bu çiçeğe koşuşturup durdular. Mutluluktan Nirvana'ya ulaştıklarından eminim.  :))







Halk Sanatçımız Bedia Akartürk'ün doğduğu ve müze haline getirilen ev. Oraya gitmeden olmaz.






























Birgi çarşısı.





Birgi evleri ve sokakları.





TRT 1'de ki YEŞİL DENİZ dizisinin çekildiği yerler. Burası o meşhur telefon kulübesi.






Birgi pazarı.











Bu pazarcı teyzemiz güzelce poz verdi.









Sebzeli ev yapımı makarnalar.

Bunlara bayıldık. Yapanın ellerine sağlık. Çok lezzetliler. Mutlaka alın. Benim gibi her bir şeyi beğenmeyen biri bile çok sevdi bunları.

(Hani bir dizide bir replik var ya... RASKOLN BU MAKARNALARI SEVDİ). :))







Ev yapımı Baklava.

Gördük>Tattık>Beğendik>Aldık. :))








Birgi nohutlu Peksimet'i.

Bunların görüntüsü de çok hoşumuza gitti. Aldık ama nasıl, ne ile yiyeceğimizi bilmiyoruz. Çünkü eve gelince bozulmasınlar diye hemen buzdolabına koyduk. Zaten serttiler, daha da sertleşmişler.

Süt kaynatıp, içine atıp yumuşatıp tatlı niyetine mi yesek yoksa çaya batırıp'ta mı yesek?

Önce kesmemiz gerek ama mümkün değil. Dağılıyor. Şimdilik buzdolabında duruyorlar. !!??  :))






Bu da biz Bergama'nın nohutlu simit çöreği.



Bu iki nohutlu yiyeceğin arasında çok bariz fark var. Bergama'nın ki çok lezzetli ve nohut kokusu çok çok az hissediliyor  

Oysa Birgi peksimetleri (ve nohutlu köy ekmeği)  çok aşırı derece de nohut kokuyorlar.

Peksimetleri beğenmedim açıkçası.

.......


KALBURABASTI - (KALBURBASMA).


KALBURABASTI:
  
(KALBURBASMA):

Ege'nin, İzmir'in ve sonrasında da tüm Anadolu'nun en güzel tatlısı olan kalburabastı tatlısını sanırım sevmeyen yoktur. (Biz İzmirliler "Kalburabasma" deriz).

MALZEMELERİ:

3-4 su bardağı arası UN.
125 Gr. TEREYAĞI.
1 çay bardağı ZEYTİNYAĞI.
1 tane YUMURTA.
1 paket KABARTMA TOZU.
1 çay bardağı SÜT.
1 çay bardağı ŞEKER.
3 kaşık YOĞURT.
2 yemek kaşığı silmece İRMİK.


ŞERBETİ İÇİN:

4 su bardağı ŞEKER.
4 su bardağı SU.
Çeyrek limonun suyu.

 (Eğer ki... Seviyorsanız ve Karanfil kokulu olsun isterseniz, bir tek karanfil atabilirsiniz şerbeti kaynatırken).

Artık nasıl yapıldığını ezberlemişsinizdir internet'ten. Şerbeti kaynatıp, soğutuyoruz.

Hamur yapımını tarif etmeye zaten gerek yoktur. 

Hep yaptığınız gibi, bunları karıştırıp, unu azar azar ekleyip, ele yapışmayan normal bir hamur elde ediyoruz. Sonra hamurdan tek tek ceviz büyüklüğünde ya da birazcık daha büyük parçaları kopartıp, kalburabasma şekline getirip tepsiye diziyoruz ve fırını180 derece sıcaklığa ve Turbo ayarına getirip kızarıncaya kadar pişiriyoruz. 

Biz fotoğrafta gördüklerinizi fırını fazla ısıtmadan, sadece 180 derece'de sabit pişmesini bekledik.Yaklaşık 25 dakika kadar sürdü. 15-20 dakikadan sonra sık sık fırına bakarak, istediğiniz kıvama gelinceye kadar kızartın. 

Fırını bir süre sonra 200 dereceye getirip de kızartırsanız, kıtır kıtır, pütür pütür oluyor. O nedenle... Pişinceye kadar 180 dereciyi asla aşmayın. Fırın 180 derecede sabit kalsın.

Hafif buğday rengini alınca fırından çıkartıp, birkaç dakika bekleyip ilk sıcaklığını attırdık ve soğuk şerbeti verdik.

Sabah baktığımızda, şerbeti yedikçe daha da esmerleşmiş olduklarını gördük. Fırından çıkarttığımızda açık buğday renginde iken, sabah şerbeti çekince böyle koyu kahverengi bir hal almış. :))

O nedenle... Çok fazla fırında esmerleştirmeye gerek yok. Sonradan biraz daha esmerleşiyor üstleri.


Ayrıntılı Not'lar: 


1. Not:

İrmiksiz olunca, hamur tıksanak oluyor. İrmik çok olunca da bu kez pütür pütür kum gibi oluyor. O nedenle, en fazla SİLME OLACAK ŞEKİLDE 2 yemek kaşığı irmik ilave ettik. Böylece... hem yumuşacık hem de yapış yapış olmayan bir tatlımız oldu. Tam da sevdiğimiz gibi.

2. Not:

Yoğurtu en çok 2 ya da 3 kaşık koyun. Daha fazlasında yoğurt kokusu hissedersiniz. Bunu sevmiyorsanız, 2 kaşık ideal oluyor.

3. Not:

Eğer ki kokusunu tatlılarda sevmiyorsanız, Tereyağ kullanmazsanız iyi edersiniz. Çünkü... tatlıyı yedikten sonra ağır bir tereyağ kokusunu hissediyorsunuz sonradan. Onun yerine margarin koyabilirsiniz. Ama... margarin pek sağlıklı değil biliyorsunuz.


Aynı durum zeytinyağ kokusu için de geçerli. Her şeyde zeytinyağı kullanıyoruz, hatta içiyoruz bile ama bu tatlıda nedense çok ağır kokusu oluyor. Bu nedenle genelde çiçekyağı kullanıyoruz kalburabasma'da. 


125 Gr. Margarin ve 1 çay bardağı çiçekyağı ideal oluyor.

Neyse... Başlayalım.

Hamur işlemleri bitince böyle fırında pişirmeye bırakıyoruz.



İstediğimiz kıvamda pişince çıkarıyoruz. Fırının ortasında hem altı hem içi hem de üstleri mükemmel pişti.





Sizlerde gayet çok iyi bilirsiniz ki, şerbetledikten sonra "Kalburabastılarımın üstü kuru kaldı" diye şikayetler olur eskiden beri.

Bunu önlemek için tabii ki ilk önce, şerbeti vermeden kalburabasmaları ters çeviriyoruz ve şerbeti öyle döküyoruz. :))

Amacımız... Tabii ki de alt tarafın ilk önce şerbetin kaymağını yeyip de, üst tarafa bir şey bırakmamasının önüne geçmek. :))







Böylece ilk şerbeti verirken sıcak olan kalburabasmalarımızın üst tarafları, şerbeti sıcakken ilk önce çekmeye başlayacağı için asla kuru kalmayacaklar. 

20 dakika kadar böyle tutun ki, üst taraf şerbeti sıcakken çeksin ve kuru kalmasın. 



Daha ve sonra normal şekilde çevirin.










Kalburabasmalarımız sabaha kadar güzelce şerbeti çekiyorlar







Ve... Sonuç.

Hem üst tarafları bile yumuşacık hem de ağızda hemen dağılan harika bir tatlı. 















Afiyet olsun.

::